MARY AİNSWORTH (1913-1999)
Ainsworth ABD’de dünyaya gelmiştir. 1913-1999 yılları arasında yaşamıştır. Toronto Üniversitesi’ndeki lisans eğitimini 2. Dünya Savaşı’ndan hemen önce tamamlamıştır. Bowlby’ninki gibi Mary Salter’ın profesyonel kariyeri de 2. Dünya Savaşı boyunca askeri personel olarak yaptığı görevlerle Kanada Kadın Ordu Birliği’nde şekillenmiştir. (Salter, Mary’nin evlenmeden önceki soyadıdır). Ainsworth, çocuğun bağlandığı figürün dünyayı oradan keşfedebileceği merkez olması kavramını alan yazına sunmuştur. Bowlby ve Ainsworth bağımsız çalışmış olmalarına rağmen ikisi de Freud ve diğer psikanalitik düşünürlerden etkilenmişlerdir. Ainsworth’e göre aile içi güven yoksunluğunda birey güvenli üs olarak isimlendirilebilecek bir şeyin eksikliğiyle engellenir (Demirdağ, 2017). Ainsworth, çalışmalarını çeşitli projeler eşliğinde yürütmüştür. Söz konusu projeler aşağıda yer almaktadır.
AINSWORTH-GANA PROJESİ
Ainsworth, öncelikle yeni yürümeye başlayan çocukların sütten kesilme sırasında ayrılık tepkilerini araştırmayı planlayarak bebek-anne bağlılığının gelişimini gözlemlemeye karar vermiştir. Bunun için, sütten kesilmemiş bebeği (1-24 aylık) olan yirmi altı aileyi işe almış ve 9 aya kadar olan bir süreçte her 2 haftada bir ziyaret başına 2 saat gözlemlemiştir. Ziyaretler bir çevirmen yardımıyla Gana kadınlarının genellikle öğleden sonra misafir ağırladığı aile oturma odasında gerçekleşmiştir. Buradaki amacın, doğal ortamlarında gözlem yapmak olduğu düşünülmektedir. Gözlemleri sonucunda Ainsworth, üç çeşit çocuk bağlılık örüntüsü belirlemiştir.
- Güvenli şekilde bağlanan çocuklar: Az ağlamıştır ve anne yanındayken çevreyi keşfetme konusunda mutlu görünmüşlerdir.
- Güvensiz şekilde bağlanan çocuklar: Annenin kucağında bile sık sık ağlamıştır ve çevresini keşfetme eğilimi düşük düzeydedir.
- Henüz bağlanmamış çocuklar: Annesine olan yaklaşımında ayırt edici bir davranış sergilememiştir (Demirdağ, 2017).
AINSWORTH-YABANCI DURUMU DENEYİ
Yabancı durumu deneyi, Mary Ainsworth ve çalışma arkadaşları tarafından 1-2 yaşlardaki bağlanmanın niteliğini değerlendirmek üzere tasarlanmıştır. Bu deney ebeveynle kısa süren ayrılıklar ve yeniden birleşmeleri içerir; ilk aşaması yaklaşık 30 saniye, diğer yedi aşaması ise yaklaşık 3 dakika sürer. Buna göre, yabancı bir yetişkin oyun odasına girdiğinde bunun bebek için daha az rahatlatıcı olması beklenmektedir (Berk, 2015). Yabancı Durumu Deneyine ilişkin aşamaları ifade eden tablo aşağıda yer almaktadır.
YABANCI DURUMU DENEYİ SONUCUNDA ORTAYA ÇIKAN BAĞLANMA TÜRLERİ
- Güvenli Bağlanma: Ebeveynden ayrılınca ağlayabilir veya ağlamaz. Ebeveyn geri döndüğünde aktif olarak onunla temas kurmaya çalışır, ağlamaları hızlı bir şekilde azalır.
- Kaçıngan Bağlanma: Ebeveynin varlığına tepkisiz görünür. Ebeveyn ortamdan ayrılsa da kaygı duymaz. Yabancı birine de ebeveyninkine benzer bir tepki verir. Ebeveyn ortama geldiğinde isteksizdir, sarılmaktan kaçınır.
- Dirençli Bağlanma: Ayrılık öncesi ebeveyniyle yakınlık kurmak ister ve etrafı keşfetmeye çalışmaz. Ebeveyn ayrıldığında streslidir ve geri döndüğünde öfkelenir, iter, vurur; direnç gösterir.
- Yönelim Sorunlu Bağlanma: Bebekteki en büyük güvensiz bağlanma türüdür. Ebeveyn ortama geldiğinde ona donuk ve depresif duygularla yaklaşır, başka tarafa bakar (Berk, 2015).
Mavi Tuğba Ateş
Eken çocukluk eğitimcisi/Psikolojik danışman
KAYNAKÇA
Berk, L. E. (2015). Bebekler ve çocuklar. (çev. N. I. Erdoğan). Ankara: Nobel Yayınevi.
Demirdağ, M. F. (2017). Bağlanma Teorisi’nin kökenleri: John Bowlby ve Mary Ainsworth. Düzce Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1(2), 76-90.
Yorumlar (1)