Geçtiğimiz hafta sonu adını son dönemlerde sıkça duyduğumuz Çocuklar İçin Felsefe temalı bir seminerdeydim. Bu seminerde bizlere Çocuklar İçin Felsefe yöntemini Türkiye’de bilinir kılmak, araştırma ve uygulama çalışmalarıyla yaygınlaştırmak amacıyla Little Thinkers Society’i kuran aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi’nde akademisyenlik görevini sürdüren Dr. Özge ÖZDEMİR eşlik etti.
Öncelikle bu seminerle ilgili izlenimlerimi paylaşmak istiyorum. Batıda eğitimde merkezi alan Felsefe Türkiye’de pek yaygın değil. Bu alanda çalışmalar yapılarak, süreç olgunlaştırılmaya çalışılıyor. Eğitim sistemimizde lise kademesinde öğrencilerimizin karşısına bir ders olarak çıkan Felsefe ile günümüzde eğitim sistemimiz içerisine monte edilmeye çalışılan ‘’Felsefe ve Çocuk’’ yaklaşımı birbirinden çok farklı.
Şöyle ki, lise kademesinde filozoflar, hayatları ve düşünce şekilleri ezberletilirken Çocuklar İçin Felsefe yaklaşımında okulöncesinden başlayarak devam eden tüm kademelerde ‘’öğrencinin felsefe yapmayı öğrenmesi’’ ilke ediniliyor.
Peki, bu yaklaşımın 21. Yüzyıl öğrencileri için ne tür kazanımları var?
Öğretmenlere düşen görev ve sorumluluklar nelerdir?
Bu yaklaşımın kazanımlarıyla başlayalım. Çocuklar Felsefe ile eleştirel düşünme, iş birliğine dayalı öğrenme, fikirlere özen gösterme ve yaratıcı düşünme gibi kazanımları elde edebiliyor. Bu kazanımların içeriğine ve öğretmene düşen görev ve sorumluluklara değinelim.
Öğretmen sınıfta ele aldığı bir metin üzerinden felsefi temeli olan sorular ile bir tartışma ortamı ve grupları oluşturur, bu gruplar öğretmenin yönelttiği sorular üzerinde görüşlerini belirtir. Bu tartışma bir sonuca bağlanmaz çünkü yöntemin kazanımları sonuçta değil süreçte saklıdır. Süreci yeri geldiğinde yönlendirici dokunuşlar ile yönetecek olan öğretmen, süreçten geçecek olan da öğrencilerdir.
Öğrencilerin bu tartışma ortamında farklı düşünmeleri, fikirlerini açıkça ifade etmeleri, birbirileriyle iş birliği yapmaları, fikirlere özen göstermeleri ve eleştirel düşünebilmeleri beklenir.
Öğrencilerde ilgili kazanımların kavranması için ‘’yöntemi iyi uygulayabilen’’ eğitimcilere ihtiyaç vardır.
Özge Hanım, bu alanla ilişkilendirilen birçok kitap olduğunu söylüyor. Yalnız; iyi bir uygulayıcı olmadığı takdirde amaca hizmet zor görünüyor.
Tolga YAZICI
https://twitter.com/YzciTolga