Konu teknoloji ve çocuk ama bu sefer biraz farklı. Çocuk, ebeveyn ve teknoloji üçgeni çizeceğim ve bu üçgenin orta noktasına değerlendirme yapmak üzere tarafsız bir çift göz koyacağım. Bu gözler size ait. Haydi o halde önce düşünelim sonra izleyelim. Seneler ilerledikçe yaşamın doğasında var olan değişim insanların yaşantısı, alışkanlıkları ve düşünce şekillerini de değiştirdi. Özellikle teknoloji kullanımının yaygınlaşması toplumların yaşantıları için bir reform olarak adlandırılabilir. Tabi değişen dünya içerisinde insanlar da değişti, X,Y,Z ve son olarak alfa kuşakları insanların farklılaştığını temsil eden harfler oldu. Bu kuşaklara tekabül eden yaş aralıklarını hatırlayacak olursak 1960/79 yılları aralığında doğan bireyler X kuşağı, 1980/99 aralığında doğan bireyler Y Kuşağı, 2000 ve sonrasında dünyaya gelen bireyler de Z kuşağı olarak adlandırılıyor.
Teknoloji ile doğan büyüyen Z kuşağı iken, Y ve X teknoloji ile sonradan tanıştı. Küçük bir zaman yolculuğuna çıkalım. Y ve X kuşağı da bir dönem tıpkı Z’ler gibi çocuktu. O dönemin çocukları ağladığında, yemeğini yemediğinde, canı sıkıldığında dünya üzerinde teknoloji bu kadar yaygın olmadığı için ellerine verilecek ne bir tablet ne de telefon vardı. Biz ve bizden öncekileri yatıştırmak için farklı yollar denendi. Şu anda ise ağlayan bir çocuğun eline bir tablet tutuşturuluyor, sussun diye. Çocuğun ağlamasına da gerek yok aslında, ağlamasa da elinde uzun süre vakit geçirdiği tableti görmemiz mümkün. Bu davranışın doğru olmadığını uzun uzun anlatmadan farklı bir araştırma sonucuna değineceğim. Yurtdışında yapılan bir araştırmada 3-5 yaş döneminde olan çocukların ekran kullanım sürelerinin yoğun olması sonucu beyinde bir takım gelişim bozukluklarının oluştuğu ortaya çıktı. Araştırmacılar, bu dönemdeki çocuklar yoğun olarak tablet, telefon ve televizyon gibi cihazlarla vakit geçirdiğinde dil, yürütücü işlevler ve okuryazarlık becerisi ile ilişkili olan beyindeki beyaz madde gelişiminin bozulduğu sonucuna ulaştı. Peki nedir bu beceriler? Dil ve okuryazarlık becerisini bir bütün olarak düşünebiliriz. Burada dikkatimi çeken yürütücü işlevler.
Yürütücü işlevler listelendiğinde, ekran kullanım süresinin kontrol dışında seyretmesi aşağıdaki başlıkların olumsuz etkileneceğini ortaya koyuyor:
Aktif /çalışan bellek,
Duygu kontrolü,
Dikkati sürdürme,
Planlama, Organizasyon;
Zamanı kullanma,
Esneklik, Hedefe yönelme,
Tepkiyi dizginleme, Göreve / ödeve başlama.
Yukarıdaki başlıklar yürütücü işlevleri vurgularken aynı zamanda çocukların bilişsel ve duygusal gelişimi ile ilgili başlıkları da kapsıyor. Bu başlıklar çocuğun okul yaşantısı, sosyo-duygusal ve akademik gelişimi için hayati önem taşıyor. Bu başlıkların bir kısmı bilişsel gelişim bir kısmı da duygusal gelişim ile ilişkilendirilebilir. Dolayısıyla ekran kullanım sürelerinin göz ardı edilmesi çocuğun gelişim evrelerinde zedelenmelerin oluşmasına neden olabilir. Elbette mevcut olumsuz duruma müdahale edilmemesi, çocuğun ilerleyen dönemlerine de etki edecektir. Bilinçli ebeveynlerin çocukları avantaj sağlarken, göz ardı edilen çocukların dezavantajlı konuma düşmesi muhtemeldir. Araştırma sonuçları ekran kullanım sürelerinin kontrolsüz olmasının okuryazarlık becerisine etki etmesinden de bahsediyor. Elbette, yapılandırılmış bir ortamda yetişen ve okulöncesi dönemde desteklenen bir çocuğun bilişsel gelişimi ve ilerleyen süreçteki okuryazarlık becerisi ile koşulları göz ardı edilerek yetişen bir çocuğun bilişsel gelişim düzeyi ve okuryazarlık becerisi eşit seviyede olmuyor. Bu sebeple okuma yazma becerilerinde akademik olarak farklılıklar ortaya çıkabiliyor. Bir parantez açmakta fayda var. 21. yüzyıl sosyal ve duygusal becerileri önemsiyor; insanların IQ’su yapabileceklerini sınırlarken EQ yani duygusal zeka puanı sonradan geliştirilebiliyor. Akademik başarıyı tolare etmek mümkün iken, sosyal duygusal becerilerdeki zayıflık yaşam başarısını düşürüyor. Bu sebeple yürütücü işlevler başlıkları arasında yer alan duygusal gelişim ile ilişkilendirilen başlıkların farkında olmak ve desteklemek önemli. (Bu desteyi nasıl sağlayabiliriz derseniz, sitede yer alan çocuklarda duygu yönetimi temalı makaleme göz atabilirsiniz.)
Tüm bu verilerin yorumlanması ile anne ve babalara önemli bir görev düşüyor.
Çocuklarınızın teknoloji kullanımı ‘kontrolünüz dahilinde’ olsun efendim.
Kaynak:
https://jamanetwork.com/journals/jamapediatrics/article-abstract/2754101
http://inegol.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2018_07/16162252_EYitim_YalYYtayY_SonuY_Raporu.pdf