İngilizce dilinin “analitik” veya “Anglo-Amerikan” felsefe geleneğinde çağdaş felsefenin ortak araç dili olarak kabul edilmektedir. Bu süreç, felsefenin uygun olduğu ölçüde evrensel bilim standartlarını benimsemesi gerektiği fikrine dayanmaktadır. Bu sebeple analitik gelenek artık dünya çapında, İngilizcenin ana dilin çoğunlukta olduğu ülkelerin çok ötesine yayılmıştır. Ancak, ana dili İngilizce olmayan ve dili geliştirme fırsatı bulamamış olan kişiler yapısal olarak dezavantajlı olduklarından bu bir sorun teşkil etmektedir.
Felsefe tarihini tam olarak idrak edebilmek için Almancayı üst seviyede ardından da İngilizce ve Fransızcayı iyi bilmek gerekmektedir. Bilim ve felsefe alanında derinleşmek istiyorsak İngilizceye hâkim olmamız gerekmektedir. Felsefi terimlerde İngilizceye hâkim olduğumuz sürece çoğu şey halledilecektir fakat öğreneceğim diyorsak da Almanca dili öğrenmek önemli tavsiye olacaktır. Çünkü Hegel, Kant vb. hepsi Almanca dilinde yer almaktadır.
Bazı uzmanlar tarafından Felsefenin 1000 yıllık anadili Arapça olduğu ve Locke’nin de Arapça öğrendiğini belirtmiştir. Arapçadan sonra Latince gelmektedir. Uzmanlar Batı Felsefesini hakkıyla öğrenmek isteyen herkesin öncelikle Latince dilini öğrenmeli ve ondan sonra ancak sıra Almanca gibi yerel dillere geleceğini belirtmişlerdir.
Bazı uzmanlar tarafından yapılan tavsiyeler ise; analitik şeklinde okunacaksa bunların hiçbirine gerek olmadığı, direkt Amerikanca dili ile gerçekleştirileceğini belirtmişlerdir. Ama gerçek felsefeyi adeta yaşamak istiyorsak ileri düzey Türkçe, Arapça, Latince, Almanca veya Fransızca dilleri takip etmektedir.
Felsefi açıdan dilin tüm boyutlarıyla kavramsal bir analize tabi tutulması, insanın dili kullanma gücü üzerinde araştırma yapan bir felsefe disiplin yer almaktadır. Dilin doğasını, kökenini ve yapısını felsefi analiz yoluyla ele alan bağımsız araştırma alanı bulunmaktadır. Dil felsefesi yeni bir disiplin olarak konumu korumaktadır. Fakat felsefi açıdan dil problemleri ilk çağdan beri yanıtları aranan konulardır. Orta çağ süresince kelimelerin kavram ve nesnelerle olan ilişkisi sorgulanmıştır.
Felsefe Biliminde İngilizce Dilinin İlkeleri
Felsefe bilimlerinde kural olarak yayınları, sunumları, önerileri ve başvuruları yazarlarının dilsel üslubuna, akıcılığına veya aksanına fazla ağırlık vermeden değerlendirmek;
Mümkün olduğu ölçüde, anadili İngilizce dili dışındaki diğer dil gönderileri (dergilere ve konferanslara) hakkında istatistik toplamak veya anadili olmayan konuşmacı statüsünün kendi kendini tanımlamasını uygulamak;
Ana dili olmayan konuşmacıları felsefi bilimine ait yayın kurullarına, kitap dizisi editörlüklerine, bilimsel komitelere vb. dâhil etmek;
Ana dili İngilizce olmayan kişileri felsefi alandaki dergi özel sayılarına, derlenmiş koleksiyonlara, konferanslara vb. katkıda bulunmaya davet etmek;
İngilizce Öğrenme Felsefesi
İngilizce dilini özü, kökeni, anlamı, yapısı üzerine araştırmalar kapsamında çalışmalar eskiçağ felsefesinden beri devam etmektedir. Dil felsefesini kesin olarak kuranlar Hamann, Herder ve W. Humboldt olmuştur.
“Fark bir dil, farklı bir hayatlı bakıştır.” Federico Fellini
“Dilimin ekonomisi, dünyamın kısa anlamı.” Ludwig Wittgenstein
“Yabancı dil bilmeyen kişi olarak kendini ifade eden bir şeydir. ” Johann Wolfgang von Goethe
“Başka bir dile sahip olmak ikinci bir ruha sahip olmaktır.” Charlamagne
Sonuç olarak; felsefe tarihinde dil – zihin ya da dil – dünya arasındaki ilişkiye dair ortaya bir öğreti koymamış felsefe okulu yer almamaktadır. Bu sebeple, temelinde bir anlam kuramı meydana getirme hedefinden daha çok bütün her şeyi literatüre koymak olan metafizik bir dizge olan ve bu dizgide doğal yolla türetilen anlam açıklamasının deneyim olgusunun doğasını kavramasını ortaya çıkartacaktır.