Veri kavramı, çoğunlukla Öklid’in çalışmalarında gözlemlenmiştir, ve çok büyük olasılıkla onun çalışmalarından gelmektedir. “Vermek” anlamına sahiptir. Bu kavramın Türkçemizde “veri” olarak kullanılması ve kök anlamının “vermek” olması dikkat çekicidir.
Verinin tanımlaması gözlemlenebilen veya doğrulanabilen içerik olarak tarif edilebilir; gerçek. Aynı zamanda, ham bilgi olarak da tanımlanabilir. Veri için örnek vermek gerekirse, “bir kağıda rastgele yazılan numaralar” söylenebilir.
Diğer yandan, bilgi kavramı ise işlenmiş veri olarak tanımlanmaktadır. Analiz edilmiş veya çözümlenmiş verileri simgeleyen; bir konu hakkındaki belirsizliği azaltan ve/veya gideren içerik olarak da tanımlanabilir. Örneğin, “yemekten önce dışarı çıkamazlar, bu yüzden yemekten sonra dışarı çıkacaklar” ibaresi söylenebilir.
Kazanılmış bilgi ise bilginin farkındalığı ve anlaşılması veya deneyim, öğrenme veya iç gözlem olarak elde edilen gerçeklerdir. Nonaka‘nın (1994) ifadesine göre sahibinin vizyonlarını, kanaatlerini ve fikirlerini yansıtır. Bu nedenle, kazanılmış bilgi kendisinden önceki terimlere göre daha büyük bir değere sahiptir, farkındalığı, anlayışı ve bunların benimsenmesini içerdiği için. Ayrıca, daha yalın veya öznel olan bir bilme türüdür, ve bireyin deneyimine, değerine ve algısına dayanır. Bu nedenle, daha önceki terimlerden daha karmaşıktır. Kazanılmış bilgi için örnek: “Sabah, o bölgede dışarı çıkmak riskli olacak. Son çıkışlarını hatırlıyorlar. Hava felakete neden olabileceğinden korkuyorlar. Bu nedenle öğleden sonrayı bekleyecekler”.
Son olarak bilgelik veya hikmet üzerinde duralım… Bilgelik, bilgi basamaklarındaki yolculuğumuzdaki en üst olanı, verinin en son evresidir. Bu basamakta konu ne ise, niçin sorusu gündeme gelir. En iyisi ne? gibi sorular sorulabilir. Kavrama, öngörü söz konusudur. Kısacası bilgelik, bilginin icraata dönüşmüş hali diyebiliriz. “Fırtınanın geldiğini görüyorum, tekneyi hemen geri çevirsem iyi olacak” cümlesi ve kavrayışı, bilgelik için verilebilecek örneklerdendir.
Dolayısıyla bu kavramların tanımları ve farkları şu şekilde özetlenebilir:
Veri: Doğrudan ölçülebilir veya gözlemlenebilir olan her türlü sayı, metin, görüntü veya sembolik bilgidir.
Bilgi: Verilerin anlamlandırılması, yorumlanması, organize edilmesi ve anlamlı bir bütün haline getirilmesi sonucu ortaya çıkan anlamlı bilgidir.
Kazanılmış bilgi: Bireyin yaşam deneyimleri, öğrenme, eğitim, araştırma, okuma gibi yollarla elde ettiği bilgidir. Bu bilgi, bireyin kişisel deneyimleri ve öğrenme süreci ile kazanılan bilgidir.
Bilgelik: Derin anlayış, felsefi kavrayış ve tecrübe birikiminden kaynaklanan bir özelliktir. Bilgelik, yaşam deneyimi ve farkındalıkla kazanılan, derin ve kapsamlı bir bilgidir.
Farkları:
- Veri, sadece doğrudan ölçülebilir veya gözlemlenebilir bilgidirken, bilgi anlamlı ve yorumlanabilir bir bilgidir.
- Kazanılmış bilgi, kişisel deneyimler, eğitim, öğrenme ve araştırma yoluyla elde edilen bilgi iken, bilgelik, yaşam deneyimi ve derin anlayışla kazanılan daha derin bir bilgidir.
- Veri ve bilgi, nesnel ve somut olabilen şeyleri ifade ederken, kazanılmış bilgi ve bilgelik, daha soyut, kavramsal veya felsefi şeylerin ifade edilmesinde kullanılır.
- Bilgi, verilerin anlamlandırılmasıyla ortaya çıkarken, bilgelik derin anlayış ve tecrübe birikiminden kaynaklanır.
Son değerlendirmede, veri gerçeklikten gözlemle toplanır; bilgi kanıtlar yardımıyla fark edilir; kazanılmış bilgi kavrama ile, nasıl yapılacağını bilerek elde edilir; bilgelik veya hikmet ise niçin sorusu ile ilişkilidir ve büyük bir öngörü, kavrayış ile kendini diğerlerinden ayırır.
Kaynaklar
Nonaka, I. (1994). A Dynamic Theory of Organizational Knowledge Creation. Organization Science, 5(1), 14-37.