Eğitime, eğitimle ilgili kaynaklara ve yayınlara herkesin ücretsiz olarak erişebilmesini sağlamaya yönelik çalışmalar yapmak amacıyla çıktığımız bu yolda 2021 yılını da geride bıraktık. Her yapılan işin bir değerlendirmesi olduğu gibi geride bıraktığımız yılın da bir değerlendirmesini yapalım dedik. Ve 2021 yılının en çok okunan 20 eğitim yazısını sizin için derledik. Yayınların tam metnine verilen linklerden erişebilirsiniz. 2021 yılında sitemize göstermiş olduğunuz yoğun ilgi için teşekkür ederiz. Tüm yazarlarımıza ve okurlarımıza mutlu yıllar dileriz.
20- Çocukta Sayı Hissi ve Geliştirilmesi
Matematik, neden bazı kişilere çok zor gelirken bazıları için oldukça kolaydır? İlkokul çağındaki çocuklar matematikte akranlarından geri kalıyor, zorlanıyorlarsa ne yapılmalıdır? Bu durum sadece ilgi ve çaba ile açıklanabilir mi? Yoksa bu durumun bilişsel temelleri var mıdır? Çocuk çaba göstermediği için mi yapamamaktadır, yoksa yapamadığı, zor geldiği için mi çaba göstermemektedir? Bu soruların yanıtlarını tam olarak elbette bilemiyoruz. Ancak yanıtın önemli ölçüde sayı hissi denilen bir çeşit matematik algısı ya da algılama yeteneği ile yakından ilgili olduğunu biliyoruz. Peki, doğuştan -genetik aktarımla- gelen ve deneyimle gelişen sayı hissi nasıl tanımlanmaktadır?
19- Akıcı Okuma Becerileri
Akıcı okuma, yazılı sembollerin belirli bir hız ve uygun vurgulama ile doğru bir şekilde okunmasını ifade etmektedir. Akıcı okumanın okuma hızı, kelime tanıma (doğru okuma) ve prozodi olmak üzere üç temel bileşeni bulunmaktadır. Okuma hızı kelimelerin belirli bir sürede okunmasını, kelime tanıma kelimelerin doğru bir şekilde seslendirilmesini, prozodi ise metnin uygun vurgu ve tonlamalarla okunmasını ifade etmektedir (Akyol, 2006). Bu üç bileşen, zincirin halkaları gibi birbirini tamamlamaktadır. Okuma hızında kelime dağarcığının önemli bir yeri bulunmaktadır. Bir okuyucu ilk defa karşılaştığı bir kelimeyi hem seslendirmede hem de anlamada zorluk çeker. Kelimeyi seslendirme esnasında bir taraftan da anlamını düşünür. Okuyucu bu esnada kelimeyi heceleyebilir. Bu durum, okuma hızında düşüş meydana getirir. Kelimeyi tanıma aşamasındaki bu zorluk, metnin vurgu ve tonlamalara uygun bir şekilde okunmasının da önüne geçer. İşte bu noktada prozodik okuma olumsuz etkilenir. Prozodik okuma, bir metnin ifadeli bir şekilde okunmasıdır. Bir nevi sesin rengi veya tonu da denebilir (Rasinski, 2006).
18- Eğitsel Bir Matematik Oyunu: Çarpanga
Çarpanga adlı akıllı telefon ve akıllı tahta uyumlu matematik oyunu, bugün itibariyle 19000 küsür indirme sayısına ulaşmıştır. Özellikle sosyal medyadan gelen yorumlardan, oyunun öğrenciler için çok faydalı bir oyun olduğu görülmektedir.
17- Online Sanal Laboratuvarlarla Deney Yapma
Sanal Laboratuvarlar, öğrencilere çevrim içi ortamda bilimsel deneyler yapma imkanı sunar. Uzaktan çalıştırılan laboratuvarlar (uzak laboratuvarlar) uzak bölgelerdeki gerçek ekipmanlarla deneme yapma imkanı sunar. Sanal laboratuvarlar bilimsel ekipmanları simüle eder ve bunları kullanmamızı, deneyim kazanmamızı sağlar.
16- PDR mi Psikoloji mi?
Üniversite tercih dönemindeyiz. PDR mi Psikoloji mi soruları yaygın. Psikolog veya PDR’ci (Rehber ve Psikolojik Danışman) olmaya istekli bir sürü gencimiz var ve hemen hemen hepsinin kafası karışık. Bu kafası karışıkları 3 gruba ayırabiliriz:
15- Sanat Eğitiminin Eğitimdeki Yeri ve Önemi
Hiç şüphesiz sanat, insanlığın tarihi kadar eski bir kavramdır. Tarih boyunca insanın olduğu her yerde sanat var olmuştur. Evrensel tarih süreci içinde her toplumun kendine özgü bir sanatı oluşmuştur. Nerede bir insan topluluğu varsa, orada yaşamı gerekli kılan maddi hayatın, sezginin, bilinçaltının, içgüdüselliğin bir etkisi olarak sanat kendini göstermiştir.
14- Okul Öncesi Dönemde Matematik Eğitimi Neden Önemlidir?
Okul öncesi dönemde tüm gelişim alanları olduğu kadar bilişsel gelişim önemli yer tutar. Bilişsel gelişimi destekleyen bir çok etkinlik vardır. Bunlar içinde en önemlilerinden biri de Matematik eğitimidir. Matematik eğitimi günlük hayatta olduğu kadar akademik hayatta da bize farklı yönden bakabilme becerisi kazandırır.
13- Eğitimde Etiğin Önemi
İnsanoğlu, tarihte varoluşuyla birlikte ahlak kavramını da içinde barındırmıştır. Toplumsallaşmayla birlikte sosyal ilişkilerin karmaşıklaşmaya başlaması, bir arada yaşamak için çeşitli kurallara ve normlara olan ihtiyacı arttırarak ahlak ve etik kavramlarını geliştirmiştir. Binlerce yılla ifade dilebilecek bir geçmişe sahip olan ahlak ve etik kavramları bugün de hala güncelliğini korumaktadır.
12- Eğitim ve Etik İlkeler
Okul, bugünün toplumunu inşa etmiş ve geleceğin toplumunu da değiştirip, geliştirebilecek ve şekillendirebilecek güce sahip (özeli de olsa) devlet kurumudur. Okul, bu güç ve önemini eğitim işlevinden almaktadır. Eğitim, insanın insanlığı bulmasına, meslek sahibi olmasına, topluma faydalı ve uyumlu birey olabilmesine destek olur. Öyleyse okul, insanlık için çok önemli bir kurumdur. Bu kurumda görev yapan başta öğretmenler, yöneticiler ve diğer tüm çalışanlar da bu önemde sayılmalıdır. Böyle önemli bir işin gereği gibi yapılabilmesi için Anayasa başta olmak üzere çok sayıda kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Ülkemizde eğitimle görevlendirilmiş Milli Eğitim Bakanlığı ve teşkilatı bulunmaktadır. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelgelerle (tümü birden mevzuat) tüm çalışanların görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir. Herkesin buna uyması zorunludur aksi halde çeşitli yaptırımlarla karşılaşırlar. Memuriyete ve öğretmenlik mesleğine girişte verilen eğitimlerde başta mevzuat yanında mesleğin etik kuralları da öğretilir. Etik kuralların neler olduğuna geçmeden etik ve ahlak kavramının tanımına göz atalım.
11- Okul Öncesi Eğitimde GEMS Programı
Program okul öncesinden 11. sınıfa kadar öğrencilere çeşitli öğrenme fırsatları sunmaktadır. Programın temel hedefi öğrencilerin uygulama yöntemi ile daha iyi öğrendiklerini göstermektir. GEMS programındaki aktivitelerin amacı öğrencileri deney yapma ve tecrübe kazanmaya yöneltmektir. Gems sadece fen ve matematik etkinliği değildir. Program esnek, çocuklar aktiftir. Gözetimli keşif yöntemi kullanılmaktadır. Doğrudan katılımlı etkinlikleri içerir. Okul öncesi çocuklarını bilimsel kavramlara oyun aracılığı ile götürür. Çocuklar bu sayede matematik gibi genellikle ön yargılı davranılan derslere karşı olumlu tutum geliştirirler.
10- Çocuk Resimleri Analizi – “Bir İnsan Çiz” Testi
Çocukların çizimleri, onların gelişimlerinin gözlenmesi ve değerlendirilmesi açısından çok önemli bir araçtır. Bu çizimlerin içinde 4-6 yaş arasında en çok sevilen ve sık çizilen insan figürüdür. İlk aşamada yüzler önden çizilir ve ifadesizdir. Sadece baş ya da baştan çıkan bacaklar ve eller gözlemlenir. Çocuğun yaşı ilerledikçe insan figürü çizimi gelişim göstermektedir.
9- Resim Analizi – “Ev-Ağaç-İnsan” Testi
“Ev-ağaç-insan” testi (EAİ), projektif bir kişilik testidir. Hem çocuklara hem yetişkinlere bireysel ya da grup halinde (sınıf içi) uygulanabilir. Ev, ağaç ve insan figürleri günlük hayatta sürekli karşımıza çıkan ve neredeyse en iyi bildiğimiz görsel nesnelerdir. Çizerken farkına varmayız ama bilinçaltımızda hayatta kalmak için sakladığımız kadim bilgiler bu nesnelerin çizimiyle açığa çıkar. Bizim bu üç nesneye resim yaparken yüklediğimiz anlam, kendimize ve hayata bakışımızı gizli korkularımızı, ilişkilerimizdeki gerçek benliğimizi simgeler.
8- Recaizade Mahmut Ekrem’in “Şevki Yok” Şiirinin Açıklaması
Bir insan yaşadığı ayrılık acısını çeşitli şekillerde dile getirir. Bu mümkün olmazsa ağlar, dövünür, içine atar, bazen de kendi köşesine çekilir. Ayrılık acısını yaşayan bir şairse, o da duygularını şiirle anlatmaya çalışır. Hislerini mısralara döker. Recâizâde Mahmut Ekrem’in yazdığı “Şevki Yok” adlı şiir bunun açık bir örneğini teşkil ediyor. Şair, genç yaşta kaybettiği oğlunun acısını bu şiirle okura hissettirmeye çalışmış.
7- Resim Analizi- Bir Ağaç Çiz Testi
Baum Testi olarakta bilinen “Bir Ağaç Çiz Testi” Karl (Charles) Koch isimli bir psikolog tarafından geliştirilmiştir. Amacı kişiliğimizin yanı sıra temeldeki duygusal oluşumları da dışarı yansıtmaktır. Bu özelliği ile projektif bir testtir, yani iç dünyamızda olup biteni kağıt üzerinde görünür ve anlamlı bir hale getirir.
6- Öğretmenlerin Mesleki Yeterlikleri ve Rolleri
Eğitim-öğretim ortamlarında öğrenmenin gerçekleşebilmesi için öğretmene kilit bir rol düşmektedir. Öğretmenler sadece bilgi ve beceri kazandıran kişiler değillerdir. Öğrencilerin bilgi ve beceri kazanmalarının yanı sıra bir duruma yönelik tutum geliştirmelerinde, milli, manevi ve evrensel değerleri benimsemelerinde öğretmenlerin payı büyüktür.
5- Türkçeyi Güzel Konuşmak İçin Öneriler
Türkçenin günlük konuşmalarda doğru kullanılmadığını üzülerek görüyoruz. Dili doğru kullananlar olsa da, halkımızın okumaya karşı ilgisizliğine medyanın dili yanlış kullanması da eklenince, Türkçeyi güzel konuşanların sayısı azalıyor. Böylece ortalama 150-200 kelimeyle konuşulan, fakir bir dil ortaya çıkıyor. Oysa Türkçe zengin bir dil. Bu zenginlik, Türkçeyi konuşanların bilgi altyapısı, dili kullanma becerisi ve özgüveniyle birleşince güzel bir Türkçe ortaya çıkıyor. İşte size Türkçeyi güzel konuşmak için birkaç öneri:
4- Her Çocuk Özeldir Film İncelemesi
”Bilgi 5 harflidir, 5’te 4’ü ilgidir” cümlesi filmin özet cümlelerinin başında geliyor. Okuttuğumuz öğrencilerin herhangi bir problemi ortaya çıktığında, onu eleştirmek, yanlışlarını göstermek ve başarısız damgası yapıştırmak çocuklar için faydalı değildir. Film bize çocukların sorunlarının kaynağına ulaşıp, özel ilgi gösterildiğinde başarının kendiliğinden geleceğini gösteriyor. Her çocuk eşit seviyede, eşit hızda öğrenemez. Yavaş öğrenen bir çocuğun zekası da yavaş değildir. Çocukların içindeki cevheri ortaya çıkarmak bir sanat işidir. Bu sanatı icra edecek yegane meslek ise öğretmenliktir. Çocukların ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarıp kendilerine olan öz güvenlerini, başarma duygularını da geliştirmeli ve hissettirmeliyiz.
3- Öğrenme Kuramları
Eğitimin en temel amacı, bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında olumlu değişmeler meydana getirmektir. Bu sebeple, eğitim kurumlarında planlı programlı öğretim etkinlikleri hazırlanmakta ve uygulamaya konulmaktadır (Fidan,1996). Etkili ve başarılı öğretim etkinliklerinin hazırlanması ve uygulanması için öğrenme ve öğretmenin kuramsal temellerini iyi bilmek gerekir. Başka bir deyişle; öğrenme öğretme ekinlikleri düzenleyecek olan tüm öğretmenlerin, öğrenme kuramları ile bu kuramlara dayalı olarak ortaya çıkan öğretim uygulamalarını çok iyi bilmeleri ve bunlara yönelik öğretim etkinliklerine yer vermeleri gerekmektedir (Yeşilyaprak, 2012).
2- Okullarda Yapılacak Olan Tübitak 4006 Etkinlikleri Örnekleri
Herkesin bildiği üzere okullarımızda bilimi sevdirmek üzere Tübitak tarafından finanse ve destek gören Tübitak 4006 etkinlikleri yapılmaktadır. Bu doğrultuda çok fazla örnek proje bulunurken bu yazımızda sizlerin kullanabileceği örneklerden bahsedeceğiz. Bu örnekler sadece fikir vermek amaçlı olup herhangi bir telif hakkına tabi değildir.
Okullarda Yapılacak Olan Tübitak 4006 Etkinlikleri Örnekleri
1- Çocuk Resimleri Analizi – Aile Resmi Testi
“Aile çiz testi” 1958 yılında ilk kez kullanılmıştır. Psikanalitik verilere dayanan projektif bir resim testi tekniğidir. Projektif olması, içeride olup bitenin bir teknik vasıtasıyla dışarı yansıtılması demektir. Temel amacı çocuğun ifade edemediği iç dünyasını ve çatışmalarını açığa çıkarmaktır.