1949’dan bu zamana uzanan cümleler… Huzur’dan…
“Çok hareketli, meselelerle dolu bir coğrafyada yaşıyoruz; dünya her an sıkı bir birliğe gidiyor; buhran buhran üstüne geliyor. Vakıa bugün nisbi bir rahat içindeyiz. Orta Avrupa’ya iktisaden kendimizi bağlamışız; klering hesabiyle, şununla bununla geçinip gidiyoruz. Fakat bu muvazaa yıkılabilir, o zaman ne yapacağız? Fakat asıl mesele bu değil, asıl mesele toprağı ve insanı hayatımıza sokamamakta. Kırk üç bin köyümüz var; birkaç yüz kasabamız var. İzmit’ten öteye Anadolu’ya açılın; Hadımköy’den öteye Trakya’ya gidin. Birkaç kombinenin dışında hep eski şartların devamını görürsünüz. Coğrafya yer yer esniyor. Sıkı bir nüfus siyasetine, sıkı bir istihsal siyasetine başlamamız lazım. Öğretme ve yetiştirme işleri için de aynı zaruretlerle karşı karşıyayız. Birtakım mekteplerimiz var; birçok şeyler öğretiyoruz. Fakat hep eksik olan bir memur kadrosunu doldurmak için çalışıyoruz. Bu kadro dolduğu gün ne yapacağız? Çocuklarımızı muayyen yaşlara kadar okutmayı adet edindik. Bu çok güzel bir şey! Fakat günün birinde bu mektepler sadece işsiz adam çıkaracak, bir yığın yarı münevver hayatı kaplayacak. O zaman ne olacak? Kriz.”
Peki şimdilerde yaşananlar nedir dersiniz?
Okullara ara verildi. Çocuklar sosyal oldukları bir ortamdan uzak kaldılar. Okullarından. İlk başta buna sevinseler de gün geçtikçe bu aranın diğer tatillerden bir farkı olduğunun farkına varacaklar. Bunu fark ettikçe de canları sıkılacak. Biz ise, bu süreçte bile ev ortamlarını okula dönüştürmeye çalışmıyor muyuz? Yığınla bilgi aktarımı yapmak için alternatif yollar bulmaya çalışmıyor muyuz? Bu süreçte evlerini de okula dönüştürmüyor muyuz?
Çocuklar bundan elbet sıkılacak!
Peki sonra?
Uzaktan öğretim/öğrenim bilgisayar, tablet aracılığıyla çocuklara yığınla bilgi postalamak olmamalıdır. Çocuklarımızın yaşamda karşılaştıkları sorunlara karşı mücadele edebilme becerisi kazanmaya ihtiyacı var. Şu zamanda bilgiye değil, yaşayarak bilinçli bireyler yetişmeye ihtiyaçları var.
Online dersler, dergiler, online müze ziyaretleri, uzaktan öğretim/öğrenim platformunda sınavlar bile…
Biraz sakin olmamız gerekmez mi? Çocuklarımızı korkutucu bir bilgi yığını ile karşı karşıya bırakmıyor muyuz?
Onların evlerinde nitelikli zaman geçirebilmeleri için bu süreç bir fırsata çevrilemez mi? Hayatın içerisinde yer alan sorunlarla aslında bizzat karşı karşıya kaldı çocuklarımız. Bilinçlenmeleri, eskiden de şimdi de yaşanan bu sorunlara karşı güçlü bireyler yetiştirmek biz büyüklere öncelikli düşen iş olmalı değil midir?
Dünyanın her yerinde savaşlar, salgınlar aldı başını gidiyor. Hayatta ayakta kalabilmenin ne demek olduğunun bilincinde olan bireylere ihtiyacımız yok mudur ülke olarak, dünya olarak?
Hayat bilgisayarların, tabletlerin içerisindeki bilgilerden ibaret midir ki bu günlerde gündemimiz sadece buna odaklı olsun?
Biraz sakin…
Hayat doğanın içinde, hayat bu doğa içerisinde karşılaşılan sorunlara karşı çözüm bulmaya, mücadele edebilmeye yönelik…
Bu günler çocuklarımızın yeni bir beceriyi kazanmaları için bir fırsat olamaz mı? Yığınla karşı karşıya bıraktığımız bilgi yığını içerisinde çocuklarımızın doğru bilgiye ulaşması için biz büyüklere, anne-babalara çok iş düşüyor.
Dünyayı problem çözme ve mücadele etme becerisi kurtaracak!
Biraz sakin…
Yeni bir kriz yaşanmasın…